top of page

İlişkinin Gücü

  • Yazarın fotoğrafı: Özge Özkan
    Özge Özkan
  • 23 Haz 2021
  • 1 dakikada okunur

Bazen bir şarkının tınısı, bazen rastgele denk gelen bir reklamdaki anne figürü, bazen markette karşılaştığın ağlayan bir çocuk.. Hemen hepsi bize geçmişte daha çok erken çocukluk dönemlerindeki ‘bize’ bir şeyler anımsatır. Yara almış yanımızı açmak yerine her seferinde daha da katmanlaştırmışızdır. Peki bu katmanlar bu yaralar, üzüntüler, kırılmış duygular, eksiklikler ya da çok abartılmışlıklar ne zaman o sert kabukları çatlatır?

İlk olarak ergenlik döneminde hissederiz artık ‘birey olmak’ gerektiğinde, kendi duygumuzu düşüncemizi seçmemiz beklendiğinde.

Sonra sınav zamanı şık seçerken bir anda dikkat dağınıklığı beliriverir tepede.

Sonra partner seçerken, senin eksikliklerini anlayan, bazen de fazlalıkları kapatman gerektiğinde, yani kendi anne-babanla olan ilişkinin yansımalarını kendi ilişkinde çözebildiğinde.

En son çocuk sahibi olduğunda, artık senden ‘olmanı, olgunlaşmanı’ beklediklerinde. Artık çocuk olmadığında, kendi çocukluğunda yaşadığın zorlukları çocuğuna yansıtmamaya çalıştığında. ‘O da benim gibi olmasın’ diyip bazen abarttığında.

Kısacası yaraları çözemediğinde hayattaki her karar noktanda her dönüm noktanda çocukluğun ‘karşında’. İçindeki yaraları kapatmanın TEK yolu ise ‘Psikoterapi’. Anneni, kendini, babanı, hayatı affetmenin rahatlığına ulaşmadan, o yükü üzerinden atmadan. En önemlisi seni neyin böyle yaptığını FARK ETMEDEN yaşamak çok zor..



ree


 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2_Post
  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2021, Klinik Psikolog Özge Özkan tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page